Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Cezası

Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Dolandırıcılık eyleminin suç sayılmasıyla kişilerin sahip bulunduğu malvarlığı hakkının korunması amaçlanmıştır. Dolandırıcılık suçunun işlenişi sırasında hileli davranışlar ile kişiler aldatılmaktadır. Aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven ihlâl ilkesi edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir.

Nitelikli Dolandırıcılık

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Cezası

2018 yılında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca dolandırıcılık suçundan açılan soruşturma dosya sayısı, 488 521 adettir. Bu rakam, mala karşı işlenen suçların (hırsızlık, kullanma hırsızlığı, yağma, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni kötüye kullanma, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf,  hileli iflâs, taksirli iflâs, karşılıksız yararlanma, şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, suç konusu eşya hakkında bilgi vermeme) % 23,7 sini oluşturmaktadır.

Dolandırıcılık soruşturması açılan 488.521 adet olaydan 219.287 (% 44,9) adeti hakkında kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verilmekte,  184.075 (%37,7) adet dolandırıcılık dosyası başka gerekçelerle kapatılmakta, sadece 85.159 (% 17,4) adeti hakkında kamu davası açılmaktadır. Kamu davası açılan dosyalardan yüzde kaçı hakkında mahkumiyet kararı verildiğine ilişkin elimizde veri bulunmamaktadır. Mala karşı suçlarda mahkemelerde mahkumiyet oranı % 47 olduğu gerçeği baz alınacak olursa, dolandırıcılık soruşturması açılan dosyalardan (488.521) % 10 unun yaklaşık olarak mahkumiyet ile sonuçlandığı ifade edilebilir.

Son günlerde dolandırıcılığın yeni bir çeşidi, “vize dolandırıcılığı” gündemde! Mağdur sayısı binleri buluyor. Danışmanlık adı altında halihazırda danışmanlık yapan yasal merkezlerin adını kullanarak 81 ilden vatandaşlarımızı değişik ülkelerden vize alma vaadiyle kandırıp paralarını alıyorlar. Randevü alma hizmeti verdiklerini iddia ediyorlar, ancak vatandaşlar randevu saatinde vize merkezlerine gittiklerinde dolandırıldıklarını anlıyorlar. Üstelik dolandırıcılar, dolandırıcılık faaliyetlerini alenen yapıyorlar; Google arama motoruna reklam ücreti verip kendi fake (sahte) sitelerinin arama motorunda birinci sırada veya en üst sırada çıkarılmasını sağlıyorlar.

Dolandırıcılık, Türk Ceza Kanunu’nda (md 157 ve 158) suç olarak düzenlenmiştir. Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Dolandırıcılık eyleminin suç sayılmasıyla kişilerin sahip bulunduğu malvarlığı hakkının korunması amaçlanmıştır. Dolandırıcılık suçunun işlenişi sırasında hileli davranışlar ile kişiler aldatılmaktadır. Aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven ihlâl ilkesi edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir.

Dolandırıcılık suçunun konusu, malvarlığının herhangi bir unsurudur. Sadece taşınır mallar değil, taşınmaz mallar ve her türlü haklar da bu suçun konusunu oluşturur.

Çok hareketli suç görüntüsü taşıyan dolandırıcılık suçunun oluşumu açısından birden fazla eylemin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu hareketlerden birincisini hile oluşturmaktadır.

Hile, icraî bir davranışla gerçekleştirilebileceği gibi; karşı tarafın içine düştüğü hatadan, bir konuda yanlış bilgi sahibi olmasından yararlanarak da, yani ihmalî davranışla da, gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda kişinin, hataya düşen karşı tarafı bilgilendirmek konusunda yükümlülüğünün olması gerekir. Hataya düşen kişi ile hukukî ilişkide bulunulan durumlarda, böyle bir yükümlülük vardır. Ayrıca, muhatabın belli bir husustaki hatası karşısında kişinin ihmalî davranışının, örneğin susmasının, bir beyan, açıklama değerini taşıması gerekir.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen hilenin etkisiyle, bu hileye maruz kalan kişinin veya bir üçüncü kişinin zararına olarak, dolandırıcı veya bir başkası bir menfaat elde etmelidir.

Dolandırıcılık suçu herkes tarafından işlenebilir. Dolandırıcı, hileli davranışlarda bulunan kimsedir. Bu suçun mağduru da herkes olabilir. Aldatılan veya malvarlığına zarar verilen kişiler mağdurdur.

Dolandırıcılık suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Burada söz konusu olan kast, dolandırıcılık suçunun maddî unsurlarının hepsinin fail tarafından bilinmesini ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle, fail gerçekleştirdiği davranışların hile teşkil ettiğini, başka birini aldatıcı nitelikte olduğunu bilmelidir. Ayrıca, fail, bu hileli davranışlar sonucunda bunların etkisiyle, hileye maruz kalan kişinin veya başkasının malvarlığında bir eksilme meydana geldiğini, zarar gördüğünü ve buna karşılık, kendisinin veya sair bir kişinin malvarlığında bir artma meydana geldiğini bilmelidir. Bu itibarla, fail, mağdurun malvarlığındaki eksilmenin, mağdurun gördüğü zararın kendi hileli davranışları sonucunda meydana geldiğini bilmelidir; hile ile zarar arasındaki nedensellik bağının varlığının bilincinde olmalıdır. Belirtilen hususlara ilişkin kast, doğrudan kast olabileceği gibi, olası kast da olabilir.

Dolandırıcılık suçunun işlenmesi suretiyle elde edilen haksız menfaatin miktarı çoğu zaman tam olarak belirlenememektedir. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak, dolandırıcılık suçundan dolayı hapis cezasının yanı sıra ayrıca adlî para cezası öngörülmüştür. Dolandırıcılık suçunun yalın halinin cezası, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli halinin cezası ise, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdır.

Dolandırıcılık suçunun takibi re’sen yapılır. Bu suç takibi şikayete bağlı bir suç değildir. Yani, kamu makamları dolandırıcılık suçunu öğrendiklerini zaman mağdurun şikayetçi olup olmadığına bakmaksızın işlem başlatmak zorundadır.

Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri mevcuttur. Bunlardan ilki, dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi için, dinî inanç ve duygular, aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalıdır. Suçun oluşabilmesi için, dinî inanç ve duyguların kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.

İkincisi, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle bu suçun işlenmesidir. Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlar, başkalarına güven duymaya en fazla ihtiyaç duyduğu anlardır. Kişinin örneğin doğal bir afete veya trafik kazasına maruz kalmasından ya da hastalığı yüzünden içine düştüğü çaresizlikten yararlanılarak aldatılması daha kolaydır.

Üçüncüsü, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle bu suçun işlenmesidir. Keza, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılarak aldatılması daha kolaydır.

Dördüncüsü, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle bu suçun işlenmesidir.

Beşincisi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesidir.

Altıncısı, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle bu suçun işlenmesidir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Banka ve kredi kurumları açısından dikkat edilmesi gereken husus, bu kurumları temsilen, bu kurumlar adına hareket eden kişilerin başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleridir.

Yedincisi, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu suçun işlenmesidir.

Sekizincisi, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında bu suçun işlenmesidir.

Sekizincisi, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle bu suçun işlenmesidir.

Dokuzuncusu, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla bu suçun işlenmesidir. Kredi kurumu deyiminden banka olmamasına karşın, kanunen borç para vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır.

Onuncusu, sigorta bedelini almak maksadıyla bu suçun işlenmesidir. Bu durumda failin sigorta edilen veya sigorta bedelini alacak kimse olması şart değildir. Keza, sigorta edilen riskin türü de önemli değildir.

On birincisi, nüfuz ticaretidir. Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, dolandırıcılık suçunun nitelikli şeklinden dolayı cezalandırılır.

Dolandırıcılık suçunda  şahsi cezasızlık halleri mevcuttur. Bu suçun, haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin; üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın; aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Bu suç, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında takibat ancak şikayet üzerine yapılabilir ve verilecek ceza yarı oranında indirilir.

Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi durumu, daha az cezayı gerektiren haldir. Bu durumda dolandırıcılık suçunun takibi şikayete bağlıdır.

Uygulamada savcılar ve mahkemeler, dolandırıcılara ceza verme konusunda maalesef çok istekli değiller. Dolandırıcının eylemi, aldatma kabiliyetine  (iğfal kabiliyeti) sahip değil gerekçesiyle dolandırıcılık şikayet dosyaları kapatıldığı gibi, “alacak-borç” ilişkisi nitelendirmesiyle ya da “parayı verirken bana mı sordun” mantığıyla dolandırıcılık olaylarında yargı topu taca atmaktadır. Ülkemizde, dolandırıcılık vakalarında bir cezalandırmama kültürü hakim olduğu ifade edilebilir.

@Av. Prof. Dr. Vahit Bıçak, 2019, Habertürk Gazetesi, 16.12.2019, https://www.haberturk.com/dolandiricilara-vize-vermeyin-2550020

Comments

No comments yet.

Send Comment