Şirket Yönetimine veya Denetimine Kayyum Atama

Şirketlere kayyum atanması istisnaî ve geçici bir çözümdür ve aslında şirketi, başta organsız kalması nedeniyle sona ermekten kurtaran geçici bir çaredir. Bu nedenle kayyum tayini kararlarında asıl amacın şirketin devamlılığını sağlamak olduğunu gözden uzak tutulmamalıdır. Kayyum atanması gereken hallerde kayyumun görevi, yetkileri, süresi ve ücreti ayrıntılı olarak belirlenmelidir. Kayyumun organın yerini alarak şirketi sürekli şekilde yönetmesine ve temsil etmesine yol açacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.

Şirketlere Kayyum (Kayyım) Atama

Bugünlerde, neredeyse hemen hemen her gün bir ilimizde yapılan veya birden fazla ilimizi kapsayan şekilde yapılan operasyonlarda suç örgütlerine finans desteği sağladığı iddia edilen şirketlere kayyum ataması yapıldığına ilişkin haberleri gazetelerde okumakta, radyolarda dinlemekte veya televizyonlarda seyretmekteyiz. Bu konuda Hukuk Büromuzdan çok sayıda bilgi talep edilmesi üzerine, şirketlere kayyum atanmasıyla ilgili sosyal sorumluluk bilincimiz gereği aşağıdaki bilgiler ilgi duyanlarla paylaşılmıştır.

Kayyum ataması

Cumhuriyet Başsavcılıklarının talimatıyla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği’nce yürütülen soruşturmalar kapsamında, şirket yönetim kurulu ve üyelerinin suç örgütüne üye oldukları ve örgüte finansman desteği sağlama faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle yürütülen soruşturmalarda C. Savcılığının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği kararıyla kayyum ataması yapılmaktadır. Kovuşturma aşamasında ise şirket için kayyım tayinine, tarafların talebi veya re’sen mahkemece karar verilebilmektedir.

Şirket, Türk Borçlar Kanunu kapsamında kurulan adi ortaklık olabileceği gibi, kollektif, komandit, anonim veya limited şirketlerden birisi de olabilir. Şirketin ortaklık yapısının ne olduğu ve kimler tarafından kurulduğu önemli değildir. Hatta şirkette kamu ortaklığı da bulunabilir. Kanun koyucunun aradığı, yerli veya yabancı sermayeli veya yabancı bir şirketin, yani hukuken kabul görmüş bir ortaklık yapısının varlığıdır. Yabancı şirket burada; şube olarak, bir başka şirket üzerinden veya bir üçüncü kişiye temsilcilik vermek suretiyle faaliyet gösterebilir.

Kayyum

Kayyum; „belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse“ demektir. Kayyum olarak atanan kişiler, makamlarının kendilerine verdiği yetki ve görevler dahilinde çalışmalarını yapar.

Atanan kayyumun görevleri, kendisini atayan makam tarafından belirlenir. Kayyumun görev ve yetkileri geçicidir. Kayyumun yetkileri atanmasına neden olan durumlarla sınırlıdır. Eğer kayyum atanması belli bir iş için istenirse, kayyumun görevi, yetkisi ve kalacağı süre, bu işe göre belirlenir. Kayyumun görevi, şirket ya da kuruluşun suç unsuru mahkeme kararıyla sabit olana kadar ya da söz konusu kuruluş, suçlamalardan aklanana kadar bulunduğu şirketi ve kurumu yönetmektir. Kayyum olan kişi, bu kapsamda her türlü kararı alarak uygulamaya geçirmek, yeni yönetimi belirlemek, suçlamalara konu olan faaliyetler varsa bunları sonlandırmakla görevlidir.

Şirket yönetimi için kayyum atama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, 1 Haziran 2005 tarihinden beri yürürlükte bulunmakta olup herhangi bir değişiklik geçirmemiştir. Son zamanlara kadar fazla bir uygulama imkanı olan bir madde olmamıştır.

Denetim kayyumu & Yönetim kayyumu

CMK m.133’de düzenlenen şirket yönetimi için kayyum tayininde aranan şartlar oldukça sıkıdır. Kanun koyucu iki türlü kayyımlık öngörmüştür; birincisi denetim kayyımlığı ve ikincisi yönetim kayyımlığıdır. Her iki kayyımlık için de aynı iki ön şart aranmıştır. Şartlardan ilki; CMK m.133/4’de sayılan suçlardan en az birisi ile ilgili başlatılan soruşturma veya iddianamenin kabulü ile başlayan kovuşturma sürecinde, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığıdır.

Kayyum tayininde şartlardan ikincisi; maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olma kıstasının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmedir. Suçsuzluk/masumiyet karinesi ve yargılama süreci devam ettiğinden kanun koyucu, iddiaya konu suçun şirket üzerinden işlenmeye devam edilmesinin durdurulmasını düzenlememiş, yalnızca maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde şirket yönetimi için kayyım tayininin mümkün olabileceğini ifade etmiştir.

Kanun koyucu; yargılamaya konu suçtan dolayı şirketin malvarlığının elkoyma işlemine konu edilip faaliyetlerinin sekteye uğratılmasını istemediği şirketlerle ilgili kayyımlık sistemini öngörürken, şirketin faaliyetlerine devam etmesini ve şirket işlerinin yürütülmesini hedeflemiştir.

Suçun işlenmekte olması

Şirket yönetimi için kayyım tayin edilebilmesinde kanun koyucu; CMK m.133/4’de sayılan katalog suçlardan birisinin şirketin faaliyeti çerçevesinde işlendiğinden değil, işlenmekte olduğundan bahsetmiştir. “Suçun işlenmekte olması” demek, iddiaya konu suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmeye devam edilmesi anlamını taşımaktadır. Aksi halde uygulanacak yöntem, taşıdığı şartlara göre CMK 123, 127 veya 128 maddelerinde düzenlenen yöntem olacaktır.

CMK 133. maddesinde yalnızca “denetim kayyumlığı” öngörülmemiş, düzenlenmemiş, aynı şartlarda “yönetim kayyumlığı”na da yer verilmiştir. Dolayısıyla hakim veya mahkeme; CMK m.133’de aranan şartların varlığını tespit ettiği ve somut olarak gerekçelendirdiği takdirde, şirkete “denetim kayyumı” veya “yönetim kayyumı” atanmasına karar verebilir. Hakim veya mahkeme atama kararında; yönetim organlarının karar ve işlemlerinin geçerliliğini yalnızca kayyımın onayına bağlı kılmışsa şirkete “denetim kayyumı”, yönetim organının yetkilerinin tümü ile kayyıma vermişse “yönetim kayyumı” atandığı kabul edilir.

“Yönetim kayyumu”, denetim kayyımından daha geniş hak ve yetkilere sahiptir. Bu genişlik, yönetimin kayyumının sorumluluğunu da artırır. Çünkü yönetim kayyımu, şirketin icra organı olarak faaliyetlerini sürdürür ve şirketi idare eder. Bu idare; şirketin faaliyetlerinin durdurulması, sekteye uğratılması veya değiştirilmesi olmamalıdır. Yönetim kayyumı, şirketin hak ve yararlarını gözetmek zorundadır. Aksi halde, kayyumın hukuki ve cezai sorumluluğu gündeme gelir.

Bilgi ve ehliyet

Sulh ceza hakimi veya mahkeme; atadığı kayyumın şirketin denetimini veya idaresini yapabilme bilgi ve ehliyetine sahip olduğunu tespit etmelidir. Atanan kayyum; tarafsız olmalı, şirketin denetimi ve idaresi sırasında tarafsızlığını bozabilecek tasarruflarda bulunmasına yol açabilecek özellikleri taşımamalıdır. Hakim veya mahkeme; şirketle olan ilişkisi veya husumeti nedeniyle tarafsız hareket edemeyeceği anlaşılan bir kişiyi kayyum olarak atamamalı, bu durum sonradan anlaşılırsa kayyumın değiştirilmesine karar vermelidir. Kayyum görevini; tarafsız bir şekilde sürdürmek, bu sırada şirketin yararlarını korumak ve hukuka riayet etmek zorundadır. Başlangıçta veya sonradan ortaya çıkan nedenlerle kayyum adayının veya kayyumın; objektif, güvenilir, ehliyetli bir şekilde görevini yapamayacağı anlaşıldığında, hakim veya mahkeme, ya o kişiyi kayyum tayin etmemeli veya bu durum tespit edildiğinde kayyumın değiştirilmesine karar vermelidir.

Hakim veya mahkemenin kayyum tayini kararı vermesi; bu kararın infazına başlanması için yeterlidir. CMK m.133/1’in son cümlesinde öngörülen ilan, kararın infazı için gerekli değildir.

Katalog suçlar

Kayyum tayinine her suçtan dolayı gidilememektedir. Hangi suçlardan dolayı şirketlere yönetim veya denetim kayyımının tayin edilebileceği kanunda sayılmıştır. Bunlar;

  1. a) Türk Ceza Kanununda yer alan,
  2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80),
  3. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
  4. Parada sahtecilik (madde 197),
  5. Fuhuş (madde 227),
  6. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228),
  7. Zimmet (madde 247),
  8. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
  9. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315),
  10. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337)

suçları ile

  1. b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları,
  2. c) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
  3. d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
  4. e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar”ıdır.

Şirketlere kayyum atanması istisnaî ve geçici bir çözümdür ve aslında şirketi, başta organsız kalması nedeniyle sona ermekten kurtaran geçici bir çaredir. Bu nedenle kayyum tayini kararlarında asıl amacın şirketin devamlılığını sağlamak olduğunu gözden uzak tutulmamalıdır. Kayyum atanması gereken hallerde kayyumun görevi, yetkileri, süresi ve ücreti ayrıntılı olarak belirlenmelidir. Kayyumun organın yerini alarak şirketi sürekli şekilde yönetmesine ve temsil etmesine yol açacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.

/ Haberler

Comments

No comments yet.

Send Comment