ABD’nin İran Ambargosunun İhlali: Halkbank Davası

Amerika Birleşik Devletleri ceza adalet sisteminde, Türkiye’den farklı olarak, sadece gerçek kişiler değil, aynı zamanda tüzel kişiler de sanık olabilmektedir. Görülen davada herhangi bir gerçek kişi sanık değildir. Sanık, Halkbank tüzel kişiliğidir. Suçlamanın sabit görülmesi durumunda tüzel kişilere özgü yaptırımların uygulanması söz konusu olabilecektir. Halkbank’ın ABD mahkemeleri tarafından yargılanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin usul uyuşmazlığında ABD Yüksek mahkemesi, Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) nın yargılamaya engel oluşturmadığına, konunun bir de teamül hukuku (common law) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti

ABD Halkbank Davası

ABD’nin İran Ambargosunun İhlali: Halkbank Davası

New York Güney Bölge Savcılığı, İran’a uygulanan ambargonun delinmesinde rol oynadığı gerekçesiyle Türkiye merkezli Halkbank hakkında bir iddianame hazırladı. 45 sayfalık iddianamede, hisselerinin büyük çoğunluğunun Türk devletine ait olduğuna dikkat çekilen Halkbank’a aralarında dolandırıcılık ve kara para aklamanın da olduğu 6 farklı suçlama yöneltiliyor.

İddianamede İran’a yönelik yaptırımların delinmesi için kurulduğu iddia edilen sistemin Türk hükümetinin üst düzey yetkilileri tarafından da desteklenip korunduğu öne sürülüyor. Savcılık, Halkbank hakkında hazırlanan iddianame ve dava sürecinin, eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılanma sürecinde ortaya çıkan bilgilere dayandırıldığını ifade ediyor.

İddialar

İddianamede, ABD’nin nükleer programı nedeniyle İran’a uyguladığı yaptırımların delinmesi amacıyla yıllarca süren ve toplam boyutu milyarlarca dolara ulaşan bir düzenin parçalarından birinin Halkbank olduğu iddia edildi. İddianamede, İran’a uygulanan ve ABD finans sistemine erişimini kısıtlayan yaptırımların farklı ülkelerde kurulan paravan şirketler üzerinden yapılan işlemlerle delindiği öne sürülüyor.

Ayrıca kurulduğu iddia edilen sistemle, İran hükümetinin petrol ve doğalgaz satışlarından elde ettiği ancak yaptırımlar nedeniyle ülkesine sokamadığı gelirin de başta altın olmak üzere çeşitli ticari işlemlerle İran’a aktarıldığı belirtiliyor. İddianamede, „Halkbank, bilerek kurulan bu düzene yardımcı oldu, ABD’li düzenleyici kurumları ve yabancı bankaları aldatmayı amaçlayan hileli işlemlerin tasarlanmasına dahil oldu ve bu süreçlere katılımıyla ilgili ABD’li düzenleyici kurumlara yalan söyledi“ denilmektedir. 

Halkbank’ın Hazine Bakanlığı başta olmak üzere ABD’li kurumlara konuyla ilgili yanlış bilgi verdiği de iddianamede yer alan bir başka iddia. İddiaların temelinde Halkbank’ın ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek için tasarlanan hileli faaliyetlere katılması yatmaktadır.

Geoffrey Berman

İddianameyi hazırlayan isimlerden biri olan New York Güney Bölge Savcısı Geoffrey Berman, Halkbank’ın İran’ın çıkarına olacak şekilde, ABD yasaları uyarınca yaptırımlara tabi olmasını gerektiren bazı işlemler yaptığını iddia etti. Bu işlemler, „İran’ın petrol ve doğalgaz satışlarından elde ettiği ve Halkbank’ta tuttuğu paraların yapılan altın alımlarıyla İran Hükümeti’ne aktarılması, aynı paraların ‚ikili ticaret‘ kurallarına aykırı bir şekilde İran’a satılması yasak olan altının ihraç edilmesinde kullanılması ve İran’a sokulması yasak olan malların ihracatı için yaptırım kapsamı dışında kalan ilaç ve gıda alımı yapılmış gibi gösteren sahte işlemlere aracı olunması“ olarak sıralandı.

İddianamede, bu yöntemlerle, Halkbank kısıtlamalara tabi olan 20 milyar dolarlık fonun İran’a yasadışı bir şekilde aktarımını yaptığı ifade ediliyor.

 Halkbank’a yöneltilen suçlamalar 

  • ABD’yi dolandırmak için komplo kurmak
  • Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı ihlal etmek için komplo kurmak
  • Bankacılık dolandırıcılığı
  • Bankacılık dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmak
  • Kara para aklamak
  • Kara para aklamak için komplo kurmak

Suçlu bulunması halinde, Halkbank için usulsüz yaptığı ve para akladığı iddia edilen işlemlerin finansal boyutuna denk gelecek kadar para cezası kesilmesi talep edildi.

Yargıç Richard Berman

Halkbank’la ilgili davaya da daha önce Hakan Atilla’nın hüküm giydiği davaya bakan Yargıç Richard Berman bakacak.

Hakan Atilla’ya „ABD Hazine Bakanlığı’nı dolandırmak için kumpas kurma“, „IEEPA yasasını delmek için kumpas kurma“, „bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma“, „bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma“, „kara para aklama“ ve „kara para aklamak için kumpas kurma“ suçlamaları yöneltildi.

Hakan Atilla davasında Reza Zarrab da tanık olarak verdi, yapıldığı iddia edilen altın ticaretinin ayrıntılarını anlattı ve aralarında Zafer Çağlayan’ın da olduğu bazı Türk siyasetçilere rüşvet verdiğini öne sürdü.

Yargılamanın sonucunda, Atilla, kara para aklama haricinde kendisine yöneltilen suçlamaların tamamından suçlu bulundu. 32 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tutuklu geçirdiği süre de mahsup edilince Temmuz 2019’da serbest bırakıldı.

Online İstinaf Duruşması

12 Nisan 2021 Pazartesi günü telekonferans yoluyla yapılan istinaf duruşmasında; Halkbank’ın Amerikalı avukatları, banka hakkındaki iddianamenin The Foreign Sovereign Immunities Act (FSIA – Yabancı Egemenlerin Dokunulmazlık Yasası) uyarınca düşürülmesi gerektiğini içeren itirazlarını sundular. 

Savunma avukatları mahkemelerin yabancı ülkelerin anlaşmazlıkları çözdüğü yerler olmadığını, bu sorunların diplomatik yollarla veya ‚Tanrı Korusun“ diyerek “şiddet yolu ile“ de çözülebileceğini ifade ettiler.

Yargıçlar, sırayla sorular sormaya başladı. Halkbank’ın ticari bir banka olup, olmadığını soran bir yargıca karşılık Halkbank’ın avukatı, biraz durakladıktan sonra Halkbank’ın ticari banka olmanın dışında devlet adına vergi topladığını söyleyerek, devletin bir parçası olduğu argümanını güçlendirmeye çalıştı. 

Yargıç ise bu durumun “Halkbank’ın sadece devlet adına vergi toplamada bir araç olduğunu“ gösterdiğini ve aynı şeyi bir şeker dükkanının da yapabileceği yargısını ifade etti. Halkbank avukatları bunun üzerine Halkbank’ın vatandaşlara krediler verdiğini ve devletin programlarını da yerine getirmek gibi başka faaliyetlerini saydılar.

Yargıcın, ‚Halkbank ile Türk devleti eş anlamlı mı“ sorusuna, Halkbank avukatlarından ‚evet‘ cevabı geldi. Bunun üzerine Yargıç bu kez Halkbank çalışanlarının diplomatik dokunulmazlıktan yararlanıp, yararlanmadığını sordu. Halkbank’ın avukatı ise Halkbank çalışanlarının diplomatik dokunulmazlık sahibi olmadığını ifade etti. 

Yargıç bu kez, “nasıl olur da o zaman bankanın Türk Devleti ile aynı şey olduğunu iddia edersiniz?“ sorusu ile devam etti. Eğer Halkbank ile Türk Devlet eşanlamlı ise, Halkbank çalışanlarının da ‚devlet yetkilisi olması gerekir, onlar devlet yetkilisi mi?“ diye sordu. Bu kez de avukat bu konunun FSIA’nın konusu olmadığını söylemekle yetindi.

Yargıç bu kez, daha önce de Halkbank çalışanlarının mahkum yargılanmasında, diplomatik dokunulmazlık argümanının ileri sürülüp sürülmediğini sordu. Savcılık daha önce banka çalışanlardan Hakan Atilla yargılamasında diplomatik dokunulmazlıktan yararlanma girişimi olmadığını, Türkiye hükümetinin de bu yönde bir talebi olmadığını ifade etti. 

Heyet Başkanı, tarafların sözlü argümanlarını dinlediklerini, ABD mahkemelerinin yargılama yetkisine sahip olup olmadığı konusundaki uyuşmazlıkta hemen bir karar açıklamayacağını, kararını daha sonra açıklayacağını ifade ederek duruşmaya son verdi.

Juri Huzurunda Duruşma

İstinaf mahkemesi heyeti tarafından ABD ceza adalet sisteminin yargılama yapmaya yetkili olmadığı argümanı kabul edilmedi. 

Yüksek mahkeme Kararı

Halkbank’ın ABD mahkemeleri tarafından yargılanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin usul uyuşmazlığında ABD Yüksek mahkemesi, Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası (FSIA) nın yargılamaya engel oluşturmadığına, konunun bir de teamül hukuku (common law) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine 19 Nisan 2023 tarihinde hükmetti. Bir başka ifadeyle, Yüksek Mahkeme, 1976 tarihli „Yabancı Devlet Dokunulmazlık Yasası (FSIA)“ kapsamında Halkbank’ın ceza yargılamasından muaf olduğu argümanını reddetti.

Comments

No comments yet.

Send Comment