Şirketlerin Yönetim Kurulunda Bağımsız Üye: Rolü, Önemi ve Hukuki Çerçeve

Kurumsal yönetim ilkelerinin güç kazandığı günümüzde, bağımsız yönetim kurulu üyeliği, şirketlerin şeffaf, hesap verebilir ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bağımsız üyeler, şirketin karar alma süreçlerinde tarafsızlığı ve paydaşlar arası dengeyi sağlamak amacıyla görev yaparlar. Özellikle halka açık şirketlerde, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Kurumsal Yönetim Tebliği uyarınca bağımsız üyelerin belirli kriterleri karşılaması ve yönetim kurulunun en az üçte birini oluşturması gerekmektedir. Bağımsız üyeler, denetim, risk yönetimi ve kurumsal etik konularında görev alarak şirketin kurumsal yapısını güçlendirir. Ancak uygulamada, görünürde bağımsız adaylar, bilgiye erişim güçlüğü, sembolik katılım ve kısa görev süreleri gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunlara karşı şeffaf aday belirleme süreçleri ve yapısal reformlar önerilmektedir. Bıçak, bağımsız üyelik konusunda hem hukuki danışmanlık hizmeti sunmakta hem de bağımsız üye olarak görev alma taleplerine profesyonel bir yaklaşımla olumlu değerlendirme yapmaktadır. Büromuz, bu alandaki uzmanlığı, etik hassasiyeti ve stratejik katkısıyla şirketlere değer katmayı amaçlamaktadır.

şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi üye atama görevleri SPK düzenlemesi halka açık şirket yönetimi şeffaflık kurumsal yönetim avukat

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi

Günümüzde şirketlerin yalnızca kârlılık değil, aynı zamanda şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak yönetilmeleri bir zorunluluk haline gelmiştir. Küreselleşen ekonomide kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesi, özellikle halka açık şirketlerde yatırımcı güvenini artırmakta ve uzun vadeli başarının anahtarı olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede, yönetim kurullarında bağımsız üyelerin varlığı, şirketin karar alma süreçlerinde nesnelliği, denetim fonksiyonlarının etkinliğini ve paydaşlar arasında dengeyi sağlamaya yönelik önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Bağımsız üyelik sistemi, şirket yönetiminde belirli grupların veya hakim ortakların etkisini sınırlayarak, tüm hissedarların menfaatlerinin gözetilmesine katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Türk hukuk sisteminde bağımsız yönetim kurulu üyeliği, özellikle Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) ile düzenlenmiş olup, halka açık şirketlerde belirli şartlar altında zorunlu tutulmuştur. Her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nda bağımsız üyelik doğrudan düzenlenmemiş olsa da, kurumsal yönetim anlayışı içinde bu yapının önemi giderek artmaktadır.

Bu yazıda, bağımsız yönetim kurulu üyesi kavramı; hukuki dayanakları, uygulama esasları, şirketler açısından taşıdığı avantajlar ve karşılaşılan sorunlar bakımından ele alınacak, aynı zamanda Bıçak Hukuk Bürosu’nun bu alandaki yaklaşımı ve katkıları açıklanacaktır. Amaç, hem uygulayıcılar hem de danışmanlık hizmeti arayan şirketler açısından yol gösterici nitelikte kapsamlı bir değerlendirme sunmaktır.

Bağımsız Üye Nedir?

Bağımsız yönetim kurulu üyesi, şirketin yönetim organında görev alan; ancak şirketin, şirketin ilişkili taraflarının veya büyük ortaklarının doğrudan ya da dolaylı etkisi altında kalmadan görevini yürütebilen, kararlarını tarafsızlık ilkesi çerçevesinde alan kişidir. Bu üyenin temel işlevi, yönetim kurulunun daha dengeli, şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunmaktır.

  • SPK Mevzuatında Bağımsız Üye Tanımı: Türkiye’de bağımsız üyelik kurumu, ilk kez 2003 yılında Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim İlkeleri ile tanımlanmış ve 2014 yılında yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) ile bağlayıcı hale getirilmiştir. Halka açık anonim ortaklıklarda, yönetim kurulunun asgari üçte birinin bağımsız üyelerden oluşması zorunlu tutulmuştur. Tebliğde yer alan bağımsızlık kriterlerinden bazıları özetle şunlardır:
    • Son beş yıl içinde şirketin veya ilişkili taraflarının çalışanı, yöneticisi ya da denetçisi olmamış olmak,
    • Şirketin önemli pay sahibi olmamak veya şirketin önemli pay sahipleri ile yakın ilişkisi bulunmamak,
    • Yönetim kurulu üyeliği dışında gelir elde ettiği başka bir işle uğraşmamak,
    • Şirket ve ilişkili taraflarıyla önemli ticari ilişkinin bulunmaması,
    • Üniversiteler veya kamu kuruluşlarında çalışıyor olsa bile, şirketi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilecek bir görevde bulunmamak.

Bu kriterlere uygunluğun tespiti ve belgelenmesi amacıyla bağımsızlık beyanı alınmakta, atama sürecinde de aday gösterme komitesi etkin rol oynamaktadır.

  • Türk Ticaret Kanunu’ndaki (TTK) Düzenleme Durumu: Türk Ticaret Kanunu (TTK), bağımsız yönetim kurulu üyeliğine ilişkin doğrudan bir tanım veya zorunluluk içermemektedir. Ancak TTK’nın 366. ve devamı maddeleri, yönetim kurulunun görev ve yetkilerini düzenlerken, kurumsal yönetim ilkelerine uyumun altını çizmektedir. Özellikle halka açık olmayan ancak büyük ölçekli şirketler açısından da bağımsız üyelik, iyi yönetişim ilkeleri doğrultusunda bir tercih sebebi haline gelmiştir.
  • Uluslararası Uygulamalarda Bağımsız Üyelik: Uluslararası alanda, özellikle ABD (SEC ve NYSE kuralları), AB (OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri) ve İngiltere (UK Corporate Governance Code) düzenlemeleri, bağımsız üyeliği şirket yönetiminde kurumsal denge ve şeffaflık için temel bir unsur olarak öngörmektedir. Bu düzenlemeler çoğunlukla daha sıkı bağımsızlık kriterleri getirmekte ve özellikle denetim ve risk komitelerinde bağımsız üyelerin yer almasını zorunlu kılmaktadır.

Yönetim Kurulunda Bağımsız Üyenin Rolü Ve Fonksiyonu

Yönetim kurulları, şirketin stratejik yönünü belirleyen, kaynakların tahsisini sağlayan ve icra organını denetleyen temel karar alma organlarıdır. Bu organ içinde yer alan bağımsız üyeler, şirketin uzun vadeli menfaatlerini koruma ve kurumsal yönetim ilkelerini uygulama bakımından kritik bir işleve sahiptir.

  • Kurumsal Denge Unsuru: Bağımsız üyeler, yönetim kurullarında çıkar grupları arasındaki dengeyi sağlayan birer denetleyici unsurdur. Özellikle çoğunluk paya sahip hissedarların yönetim üzerindeki etkisinin azaltılması ve azınlık hissedarların korunması bakımından bağımsız üyelerin varlığı büyük önem arz etmektedir. Bağımsız üye, kararların objektif biçimde alınmasına katkıda bulunur ve “tek taraflı yönetim” algısını zayıflatır.
  • Şeffaflık ve Hesap Verebilirliğin Artırılması: Bağımsız üyeler, şirket yönetiminde şeffaflığın ve hesap verebilirliğin tesisine katkı sunar. Bu üyeler, genellikle denetim komitesi, kurumsal yönetim komitesi ve riskin erken saptanması komitesi gibi kurullarda görev alarak iç denetim ve risk yönetimi mekanizmalarının etkinliğini artırırlar. Böylelikle hem iç kontrol sistemlerinin güçlenmesini sağlarlar hem de olası suiistimallerin önüne geçilmesine yardımcı olurlar.
  • Karar Alma Süreçlerine Katkı: Bağımsız üyelerin şirket içinden gelmemesi, onların stratejik kararlara dış perspektiften yaklaşmalarını sağlar. Bu dışsal bakış açısı, yönetim kurulunun daha geniş ve nesnel bir değerlendirme yapmasını mümkün kılar. Bağımsız üyeler, çoğunlukla belirli bir sektörde veya konuda uzman kişiliklerden oluştuğundan, teknik bilgi ve deneyimleriyle şirket stratejilerine katkı sunarlar.
  • Yatırımcı Güveninin Tesisi: Bağımsız üyeler, özellikle halka açık şirketlerde yatırımcıların kuruma olan güvenini artıran bir göstergedir. Sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketler için bağımsız üyelerin varlığı, şirketin dış yatırımcılar nezdinde etik, objektif ve profesyonel bir yönetim anlayışına sahip olduğu algısını güçlendirir.
  • Bağımsız Üyelerle Sağlanan Diğer Faydalar
    • Kurumsal itibarı güçlendirir,
    • Hukuki ve düzenleyici risklerin önlenmesine katkı sağlar,
    • Sürdürülebilirlik ve etik ilkelere dayalı yönetim modelini destekler,
    • Kriz anlarında rasyonel kararların alınmasına yardımcı olur.

Bağımsız Üye Atama Süreci ve Şartları

Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi süreci, hem şirket içi şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması hem de dış paydaşların güveninin korunması bakımından büyük önem taşır. Bu nedenle, bağımsız üye atamaları yalnızca şekli değil, aynı zamanda içerik açısından da titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir.

  • SPK Kurumsal Yönetim Tebliği’nde Öngörülen Atama Süreci: Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Kurumsal Yönetim Tebliği (II-17.1) çerçevesinde, halka açık anonim ortaklıklarda yönetim kurulunun en az üçte birinin bağımsız üyelerden oluşması zorunludur. Bu süreçte izlenmesi gereken adımlar özetle şunlardır:
    • Aday Gösterme Komitesi Tarafından Değerlendirme: Yönetim kuruluna aday gösterilecek bağımsız üyeler, varsa aday gösterme komitesi tarafından; yoksa doğrudan yönetim kurulu tarafından belirlenir.
    • Bağımsızlık Beyanı ve Özgeçmişin Hazırlanması: Adayların, SPK tarafından yayımlanan bağımsızlık beyan formunu doldurarak, bağımsızlık kriterlerine uygun olduklarını yazılı olarak taahhüt etmeleri gerekir. Ayrıca özgeçmiş ve ilgili belgeler de başvuru dosyasına eklenir.
    • Yönetim Kurulu Kararı ve SPK Bildirimi: Yönetim kurulu, bağımsız adayları seçtikten sonra SPK’ya bilgi verir. SPK’nın olumsuz görüşü olması halinde yeni adaylar belirlenir.
    • Genel Kurulda Onay: Bağımsız üye adayları, genel kurulda ortakların onayına sunulur ve seçildikten sonra görevlerine başlar.
  • Bağımsızlık Kriterleri: SPK tebliği uyarınca bağımsız üye adaylarının karşılaması gereken kriterler detaylı şekilde belirlenmiştir. Bunlar arasında öne çıkanlar:
    • Şirketin veya ilişkili taraflarının son 5 yıl içinde çalışanı, yöneticisi veya denetçisi olmamak,
    • Şirketin doğrudan ya da dolaylı olarak %5 veya daha fazla payına sahip olmamak,
    • Ailevi bağlarla şirketin yönetiminde etkili kişilere bağlı olmamak,
    • Şirketle iş ilişkisi (mal ve hizmet tedariki, danışmanlık, temsil vb.) içinde olmamak,
    • Önceki dönemlerde şirkette üst üste altı yıldan fazla bağımsız üye olarak görev yapmamış olmak.
  • Şirketlerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
    • Atanacak bağımsız üyelerin gerçekten bağımsız nitelikte olması, sadece şekli uygunlukla yetinilmemesi,
    • Adayların tecrübeleri, etik duruşları ve kurumsal yönetim ilkelerine olan yaklaşımlarının dikkate alınması,
    • Seçim sürecinin kamuya açık, belgeli ve raporlanabilir şekilde yürütülmesi,
    • Bağımsız üyelerin görev sürelerinin şirket esas sözleşmesiyle uyumlu olması.

Bağımsız Üyelerin Sorumlulukları ve Yasal Yükümlülükleri

Bağımsız yönetim kurulu üyeleri, yalnızca sembolik bir konumda bulunmaz; şirketin yönetim ve denetim fonksiyonlarında doğrudan sorumluluk üstlenirler. Bu üyeler hem Türk Ticaret Kanunu (TTK) hem de Sermaye Piyasası mevzuatı bakımından önemli hukuki yükümlülükler taşır. Görevlerini yerine getirirken sorumluluk bilinci, tarafsızlık, liyakat ve gizlilik ilkeleri temel referans noktalarıdır.

  • TTK Kapsamında Genel Sorumluluklar: TTK’nın 369. maddesi uyarınca, tüm yönetim kurulu üyeleri gibi bağımsız üyeler de “görevlerini dürüstlük kurallarına ve şirket menfaatlerine uygun olarak yerine getirmekle” yükümlüdür. Bu kapsamda:
    • Şirkete karşı özen ve sadakat borcu taşırlar,
    • Şirketin sırlarını korumak zorundadırlar,
    • İhmal veya kusurları nedeniyle şirkete veya üçüncü kişilere verdikleri zararlardan şahsen sorumlu tutulabilirler (TTK m. 553).
  • SPK Mevzuatı Kapsamında Özel Görevler: Halka açık şirketlerde bağımsız üyeler, Kurumsal Yönetim Tebliği çerçevesinde aşağıdaki komitelerde görev alabilir:
    • Denetim Komitesi: İç denetim, bağımsız dış denetim süreci, mali tabloların şeffaflığı ve yasal uyumun takibinde rol alırlar.
    • Riskin Erken Saptanması Komitesi: Şirketin karşı karşıya olduğu risklerin erken teşhisi, bu risklere karşı alınacak önlemlerin geliştirilmesi ve risk yönetim politikalarının belirlenmesinde etkindirler.
    • Kurumsal Yönetim Komitesi: Yönetim kurulu yapısının ve etkinliğinin değerlendirilmesi, yatırımcı ilişkilerinin gözetilmesi ve kurumsal etik kuralların izlenmesinde aktif görev alırlar.

Bu komitelerde görev alan bağımsız üyelerin, hazırladıkları raporları doğrudan yönetim kuruluna sunmaları ve önerilerinin takibini yapmaları beklenir.

  • Hukuki ve Cezai Sorumluluk Halleri:  Bağımsız üyelerin, diğer yönetim kurulu üyeleri gibi:
    • Usulsüz işlem, görev ihmali veya kötüye kullanımı nedeniyle mali tazminat sorumluluğu doğabilir.
    • TTK ve SPK hükümlerine aykırı hareket etmeleri halinde, idari para cezaları ve men cezaları uygulanabilir.
    • Vergi usulsüzlüğü, kamuya yanlış bilgi verme gibi fiillerde cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilirler.

Bu sebeple, bağımsız üyelerin hem şirket işleyişine vakıf olmaları hem de karar süreçlerinde belgeli ve ölçülü davranmaları önem arz eder.

  • Etik ve Profesyonel Yükümlülükler
    • Tarafsızlık: Bağımsız üyenin her zaman tarafsız kalması ve belirli paydaşlara ayrıcalık tanımaması gerekir.
    • Gizlilik: Görev süresince ve sonrasında, şirket sırlarını ifşa etmemelidir.
    • Devamlı Bilgi Güncellemesi: Görevlerini yerine getirebilecek seviyede hukuki, mali ve sektörel bilgiye sahip olması ve bu bilgileri güncel tutması beklenir.

Bağımsız Üyelikte Karşılaşılan Sorunlar ve Tartışmalar

Bağımsız yönetim kurulu üyeliği, kurumsal yönetimin temel unsurlarından biri olarak görülse de, uygulamada bu yapının etkinliğini sınırlayan çeşitli sorunlar ve tartışmalar mevcuttur. Özellikle şekli gerekliliklerin yerine getirilmesiyle yetinilmesi, bağımsız üyeliğin kurumsal yapıya katkısını zayıflatmaktadır. Aşağıda, Türkiye’de ve benzer yapılar içeren ülkelerde karşılaşılan başlıca sorunlara ve bu sorunlara yönelik değerlendirmelere yer verilmiştir.

  • Görünürde bağımsızlık sorunu: En sık karşılaşılan sorunlardan biri, bağımsız üyelerin gerçekte bağımsız olup olmadıkları konusundaki tereddütlerdir. Şirketlerin bazı durumlarda bağımsız üye kriterlerine şeklen uyan ancak fiilen şirket yönetimiyle veya hakim ortakla yakın ilişkisi olan kişileri atadıkları görülmektedir. Bu durum, bağımsız üyeliğin güvenilirliğini ve karar alma süreçlerindeki tarafsızlık etkisini zedelemektedir.
  • Bilgiye erişim ve karar süreçlerine katılım zorluğu: Bağımsız üyeler genellikle şirket dışından geldikleri için, şirketin iç işleyişine ve dinamiklerine yeterince hakim olamayabilirler. Bu durum, hem bilgiye erişim hem de yönetim kurulu kararlarına etkili katılım bakımından zorluk yaratmaktadır. Yönetim kurulunun içinden bilgiye kolayca ulaşan üyeler karşısında, bağımsız üyeler pasif kalabilmekte veya yeterince bilgi temelli karar verememektedir.
  • Bağımsız üyeliğin sembolik bir göreve indirgenmesi: Bazı şirketlerde bağımsız üyelik, yalnızca mevzuatın gereğini yerine getirmek amacıyla yerine getirilen sembolik bir pozisyon haline dönüşmektedir. Bu üyelerin komitelere etkin biçimde katılmadığı, toplantılara düzenli iştirak etmediği veya yönetime stratejik katkı sunmadığı durumlar, bağımsız üyelik kurumunun işlevsizleşmesine yol açmaktadır.
  • Kısa görev süresi ve istikrar eksikliği: Bağımsız üyelerin görev süreleri genellikle kısa tutulmakta, söz konusu kişiler tekrar aday gösterilmemekte ya da görev süresi bitmeden istifa etmeye zorlanmaktadır. Bu durum, kurumsal hafıza kaybına ve yönetimde istikrarsızlığa neden olmaktadır. Özellikle şirketle çıkar çatışması yaşayan ya da eleştirel görüş bildiren bağımsız üyelerin görevlerine son verilmesi, bu yapının bağımsızlığını zedelemektedir.

Çözüm önerileri

  • bağımsız üye seçim sürecinin daha şeffaf ve denetime açık hale getirilmesi,
  • aday gösterme komitelerinin işlevselliğinin artırılması,
  • SPK tarafından bağımsızlık beyanlarının doğruluğunu denetleyici mekanizmaların geliştirilmesi,
  • bağımsız üyelerin görev süresinin belirli bir asgari süreyle sınırlandırılması ve keyfi görev sonlandırmaların önüne geçilmesi,
  • bağımsız üyelerin şirket içi bilgilere erişimini kolaylaştıran sistemlerin kurulması.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bağımsız yönetim kurulu üyeliği hakkında uygulayıcılar, yatırımcılar ve şirket temsilcileri tarafından sıklıkla yöneltilen sorulara bu bölümde kısa ve açıklayıcı yanıtlar sunulmaktadır.

  • Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Kimdir? Bağımsız yönetim kurulu üyesi, şirketin karar alma süreçlerinde objektifliği sağlayan; şirket, hakim ortak veya ilişkili taraflarla maddi, hukuki veya yönetsel bir bağı bulunmayan kişidir. Temel amacı, yönetim kuruluna tarafsız katkı sunmak ve paydaşlar arası dengeyi gözetmektir.
  • Her Şirket Bağımsız Üye Atamak Zorunda Mıdır? Hayır. Sadece halka açık anonim şirketler için Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemeleri çerçevesinde bağımsız üye bulundurma zorunluluğu vardır. Özel şirketlerde bağımsız üyelik yasal olarak zorunlu olmamakla birlikte, iyi yönetişim ilkeleri doğrultusunda teşvik edilmektedir.
  • Bağımsız Üyeler Ücret Alır mı? Evet. Bağımsız üyeler, görevlerini profesyonel bir biçimde ifa ettikleri için genellikle yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı kapsamında ücretlendirilirler. Bu ücret, genel kurul tarafından belirlenir.
  • Şirket Çalışanı Bağımsız Üye Olabilir mi? Hayır. Şirketin mevcut veya son beş yıl içinde çalışanı olan kişiler bağımsız üye olamazlar. Bağımsızlık kriterleri, geçmişteki iş ilişkilerini de kapsayacak şekilde belirlenmiştir.
  • Bağımsız Üyeye Dava Açılabilir mi? Evet. Bağımsız üyeler de diğer yönetim kurulu üyeleri gibi görevlerini ihmal etmeleri veya kusurlu davranışları sonucunda şirkete veya üçüncü kişilere zarar verdikleri takdirde, Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesi uyarınca sorumlu tutulabilir ve haklarında dava açılabilir.

İlgili Mevzuat ve Kaynaklar

Bağımsız yönetim kurulu üyeliğiyle ilgili düzenlemeler, Türk şirketler hukuku ile sermaye piyasası hukuku kapsamında çeşitli mevzuatlarda yer almakta ve uygulamaya yön vermektedir. Ayrıca uluslararası belgeler ve iyi yönetişim ilkeleri de önemli birer referans noktasıdır.

  • Türk Mevzuatında Temel Düzenlemeler:
  • Şirket Esas Sözleşmeleri: Halka açık şirketlerin çoğu, bağımsız üyeliğe dair ilave düzenlemeleri esas sözleşmelerine de dahil etmektedir.
  • Uygulama Belgeleri ve Formlar:
    • SPK Bağımsızlık Beyanı Örneği
    • Aday Gösterme Komitesi Değerlendirme Formları
    • Denetim ve Risk Komitelerine İlişkin Görev Tanımları
    • Genel Kurul Bilgilendirme Dökümanları

Hizmet Yaklaşımımız

Bağımsız yönetim kurulu üyeliği, yalnızca mevzuata uyum sağlamakla sınırlı kalmayan; aynı zamanda şirketin stratejik yönetişim yapısını şekillendiren ve sürdürülebilirliğini güçlendiren önemli bir mekanizmadır. Bıçak olarak bu alanın taşıdığı yapısal önemin bilinciyle, hem danışmanlık hizmetleri sunmakta hem de gerektiğinde bağımsız üye olarak doğrudan görev üstlenmekteyiz.

Bağımsız üyelik sürecinde şirketlere sunduğumuz başlıca hizmetler şunlardır:

  • Bağımsız üye gerekliliğinin tespiti ve mevzuata uyum analizi
  • Bağımsızlık kriterlerine uygun aday belirleme sürecinde hukuki rehberlik
  • Adayların bağımsızlık beyanlarının hazırlanması ve değerlendirilmesi
  • Aday gösterme komitelerinin kurulması ve süreç yönetimi
  • Genel kurul bilgilendirme dökümanlarının hazırlanması
  • Denetim, risk veya kurumsal yönetim komiteleri için uygun yapıların oluşturulması
  • Bağımsız üyelerin görev süresi boyunca hukuki destek sağlanması

Bıçak avukatları, şirketler hukuku, denetim, etik ve kurumsal yönetim alanlarında sahip oldukları bilgi birikimi ve deneyimle, bağımsız yönetim kurulu üyeliği görevine ilkesel ve profesyonel bir yaklaşımla açık olduklarını beyan etmektedir. Avukatlarımızın bağımsız üye olarak üstlenebileceği sorumluluklar:

  • Yönetim kurulunda etik ve tarafsız bakış açısı sunmak
  • Şirket stratejilerinin uzun vadeli değerlendirilebilmesine katkı sağlamak
  • Risk ve denetim mekanizmalarının objektifliğini desteklemek
  • Şirketin paydaşları nezdindeki itibarını güçlendirmek

Bağımsız üyelik başvuruları veya teklifleri karşısında, Bıçak her durumu özel olarak değerlendirmekte; çıkar çatışması içermeyen, etik sınırlarla uyumlu olan pozisyonlar için olumlu yaklaşım göstermektedir.

Neden Bıçak?

  • Disiplinler arası bilgiye sahip kadro
  • Ulusal ve uluslararası şirketlerle çalışma deneyimi
  • Güçlü etik ilkeler ve bağımsızlık bilinci
  • Şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik değerlerine bağlılık

Comments

No comments yet.

Send Comment