Ölenin Mirasının Paylaşılmasında Saklı Haklar

Sağlığında malvarlığı üzerinde mirasçıların haklarını etkiyecek bir tasarrufta bulunan veya ölümünden önce yasal şartlara uygun bir vasiyetname bırakan şahsın, tasarruflarından veya vasiyetnamesinden zarar gören mirasçılar tenkis davası açma hakkına sahiptir.

Mirasının Paylaşılmasında Saklı Haklar

Ölenin Mirasının Paylaşılmasında Saklı Haklar

Sağlığında malvarlığı üzerinde mirasçıların haklarını etkiyecek bir tasarrufta bulunan veya ölümünden önce yasal şartlara uygun bir vasiyetname bırakan şahsın, tasarruflarından veya vasiyetnamesinden zarar gören mirasçılar tenkis davası açma hakkına sahiptir.

Tenkis davası nedir?

Kanunda belirtilmiş olan saklı paylı mirasçılar, mirasbırakan tarafından saklı paylarının ihlalini dava ve def’i yoluyla talep edebilirler. Saklı paya sahip olan mirasçıların mirasbırakanın yaptığı tasarruf oranını aşan kazandırmaları dava yoluyla mahkemeden talep etmesine ‘tenkis davası’ denir. Tenkis kelime anlamı olarak azaltmak, indirmek anlamına gelir.

Mirasbırakan, mirasçılarının saklı paylarını aşacak şekilde sağlararası veya ölüme bağlı kazandırmalar yapmış olabilir. Mirasçıların kanun tarafından korunan saklı paylarını koruma altına almak için saklı paylı mirasçıya dava ve def’i imkânı sağlanmıştır. Kısaca, saklı payı ihlal edilen mirasçılar tenkis davası açmaya yetkilidir.

Bununla birlikte, mirastan ıskat edilen veya mirastan yoksun bulunan veya mirastan feragat sözleşmesi ile miras hakkından vazgeçen mirasçının tenkis talep hakkı yoktur. Kanunda, TMK.m.560/f.1’e göre, “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufların tenkisini dava edebilirler.“ ve TMK.m.571/f.3’e göre, “Tenkis iddiası def‘ i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.“ şeklinde görebiliriz.

Tenkis davasını kimler açabilir?

Türk medeni kanuna baktığımızda tenkis davasını yalnızca saklı paylı mirasçıların açabileceğini görürüz. Saklı paylı mirasçı eğer ki fiil ehliyetine sahip değilse, kanuni temsilcisi fiil ehliyeti bulunmayan saklı paylı mirasçının yerine tenkis davasını açabilir. Bu sorumluluğun ihmal edilmesi sonucunda veli veya vasinin sorumluluğuna dair hükümler kapsamında sorumlukları oluşur.

Kimler saklı paylı mirasçılardır?

Yasal mirasçıların bir kısmına, miras bırakanın tasarruflarıyla ortadan kaldırılamayan, dokunulamayan bir miras hakkı tanınmıştır. Kanunlarca tanına bu hakka saklı pay denir. Kendisine saklı pay tanınan mirasçılara da saklı paylı mirasçı denir. Saklı paylı mirasçıları TMK.m.506’da açıkça belirtilmiştir. Kanuna göre;

  • Sağ kalan eş
  • Alt soy
  • Anne ve baba saklı paylı mirasçılardandır.

Bunların dışında kalan mirasçıların saklı payı bulunmamaktadır.

Geçersiz işlemler

Saklı paylı mirasçılar tenkis talebinde bulunduğunda, mirasbırakan tarafından yapılan sağlararası kazandırma veya ölüme bağlı tasarruflar mirasın açıldığı tarihten itibaren geriye etkili olarak saklı payın ihlal edildiği oranda kısmen veya tamamen geçersiz hale gelecektir. Kısaca mirasbırakanın yaptığı kazandırmalar kanun tarafından korunan saklı paylar oranında indirilir ve bu sebeple daha önce yapılmış olan işlemlerde değişiklik meydana gelir. Bu nedenle tenkis davası yenilik doğuran bir davadır. Tenkis davasının en önemli unsuru saklı paydır. Buna göre saklı paylar;

  • Altsoy ve Mirasta Saklı Pay Hakkı: Miras bırakanın altsoyu için yasal miras payının yarısı (1/2’si) saklı pay olarak kabul edilir. Örneğin, ölümünden sonra mirasçı olarak üç çocuğu ve eşi kalan miras bırakan (muris) tüm malvarlığını vasiyetname yoluyla eşine bıraksa dahi paylaşım mirasçıların saklı payı dikkate alınarak yapılacaktır. Bu durumda her bir çocuğun yasal miras payı 1/4’tür, her bir çocuğun saklı pay oranı da 1/2 olduğundan, muris (miras bırakan) tüm malvarlığını eşe bıraksa dahi her bir çocuğun mirasın 1/8’i oranında miras hakkı vardır, muris (miras bırakan) bu saklı paya dokunamaz. Somut örneğimizde, miras bırakan, tüm malvarlığını eşine bırakmasaydı her biri 1/4 oranında yasal miras hakkına sahip olabilecek çocuklar, murisin tüm malvarlığını eşine bırakması halinde 1/8 oranında mirasta pay sahibi olacaktır.
  • Anne-Baba ve Mirasta Saklı Pay Hakları: Ana ve babanın her biri için yasal miras payının dörtte biri(1/4’ü) saklı pay olarak kabul edilir.
  • Sağ Kalan Eş İçin Saklı Pay: Sağ kalan eş için altsoy ile birlikte (1. Zümre) veya ana-baba ile birlikte (2. Zümre) mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı; diğer durumlarda yani tek başına veya 3. Zümre ile birlikte mirasçı ise burada da yasal miras payının dörtte üçü (3/4’ü) saklı pay olarak kabul edilmiştir.

1.1.2002 tarihi

Ancak, 1.1.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerde miras paylarının ve saklı payların belirlenmesinde eski sisteme göre paylaştırma ve saklı paylar hesaplanır. Bu tarihten önceki sistemde bu oranlar farklıdır. Ayrıca 10.05.2007 tarihine kadar saklı paylı mirasçı olarak sayılan kardeşler için de bu tarihten önce gerçekleşen ölümlerde, açılan davalarda saklı payları göz önünde tutulacaktır. Eğer 10.05.2007 tarihinden sonra ölüm gerçekleşmiş ise kardeşlerin saklı payları hesaplanmayacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, tenkise konu tasarrufun 1.1.2002 tarihinden önce yapılmış olması onu Eski Medeni kanuna tabi kılmaz. Önemli olan miras bırakanın ölüm tarihidir.

Mirasçının öldüğü vakit yürürlükte olan TMK’ya göre saklı pay hakkı bulunmayan kişilerin tenkis talebine ilişkin, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/914 E. , 2020/3615 K.’a bakabiliriz.

‘’Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları …’nin … 2. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile … parça taşınmazını davalı kuruma, 1 parça taşınmazını ise eşi olan diğer davalı …’a vasiyet ettiğini, mirasbırakanın 15 yıldan beri gözleri görmemesine rağmen bu durumun dikkate alınmaksızın işlem yapıldığı gibi amacın davalı dışında kalan diğer mirasçıları saklı paylarından mahrum etmek olduğunu ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir. Yargılama sırasında davacılardan Ahmet Birinci ve … ölmüşlerdir. Davalı … Derneği, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacıların saklı paylarının bulunmadığını, vasiyetnamenin iptali ve tenkis şartlarının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, hak düşürücü süre ititazında bulunmuş, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakana yıllarca baktığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporu ve tanık beyanlarına göre vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir nedenin bulunmadığı, davacıların, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Medeni Kanunun 453. maddesinde sayılan saklı payı bulunan kişilerden olmadıkları, bu nedenle tenkis davası açma haklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davayı takip etmedikleri gerekçesiyle … ve … mirasçıları yönünden dosya 6100 sayılı HMK’nin 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılıp, ayrı esasa kaydedilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi.’’

Halefiyet

Tenkis davası kanunda sınırlı olarak sayılan ve mirasçılara doğrudan doğruya sağlanmış şahsi bir haktır. Bahsedilen bu hak mirasbırakandan halefiyet yoluyla geçmemektedir. Bu sebeple tenkis talebinde bulunmuş bir mirasçının açtığı tenkis davasından diğer mirasçılar yararlanamaz. Mirasçılar, mirasbırakan hayattayken saklı paylarının ihlaline ilişkin dava açamazlar. Çünkü tenkis davasından bahsedebilmek için mirasbırakanın ölmüş olması gerekir.

Tenkis davası kime veya kimlere açılır?

Tenkis davası, mirasbırakanın tasarruf oranını aşarak ve saklı paylara tecavüz ederek kanunen tenkise tabi tutulacak kişilere açılabilir. Bu kişiler üçüncü kişiler veya mirasçılar olabilir. Kazandırma yapılan kişinin ölmüş olduğu durumda mirasçıları davalı olacaktır. Kural olarak tenkis davası kazandırma yapılan kişilere karşı açılabilir. Ancak Yargıtay istisna olarak kazandırma konusu malın üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde bu kişilere karşı açılabileceğini kabul etmektedir.

Burada miras bırakanın saklı pay kurallarını gidermek amacıyla yaptığı temliki tasarruftan sonra, bundan yararlanan kişinin miras bırakanın bilgi ve talimatı dışında sırf saklı pay sahibi mirasçıları bu haklardan yoksun bırakmak amacıyla durumu bilen üçüncü kişilere taşınmazları temlik etmesi halinde kötü niyetli bu kişilere karşı saklı pay sahibi bu mirasçılar tarafından tenkis davası açılabilir. Kısaca Yargıtay’ın bu konudaki (13.1.1975 tarih,1974/7 E, 1975/1 K sayılı) İBK’nın uygulanabilmesi için;

  • Tenkis yükümlüsünün bu malı tenkisten kaçırmak için üçüncü kişiye devretmesi
  • Üçüncü kişinin bu maksadı bilerek malı devralması gerekir.

Görevli ve yetkili mahkeme

Tenkis davasında görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son ikamet ettiği yer mahkemesidir.

Tenkis davası ve hak düşürücü süreler

Tenkis davası açma hakkı mirasçıların saklı paylarına tecavüz edildiğini öğrendikleri andan itibaren bir yıldır. Vasiyetnameler hakkında açılacak davalar vasiyetnamenin açıldığı tarihten ve diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren on yıl geçmekle düşer. TMK.m.571’de belirtildiği gibi;

  • Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
  • Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.
  • Tenkis iddiası, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

Tenkis davasının tabi olduğu bu bir ve on yıllık süreler zamanaşımı değil, hak düşürücü sürelerdir.

Hak düşürücü süre ile ilgili Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/17354 E. , 2020/1664 K. ‘nin kararını örnek gösterebiliriz.

‘’Davalılar, vasiyetname uyarınca tespit işleminin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA oy birliği ile karar verilmiştir.’’

Sıralama

Tenkis davası açıldıktan sonra tenkisin nasıl yapılacağı kanunda belirlenmiştir. Buna göre tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar; önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse en yeni tarihliden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır. Ancak burada bazı kazandırmaların tenkisinin en son yapılacağı belirlenmiştir. Tüzel kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ile sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

©Av. Vahdet Talha Bıçak

Comments

No comments yet.

Send Comment