Emekli Maaşlarında Bloke ve Mahsup İşlemleri: Yargıtay’ın 2025 Kararıyla Gelen Yenilikler ve Hukuki Tavsiyeler

17 Temmuz 2025 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile emekli maaşlarından kredi borcu tahsil edilip edilemeyeceği konusundaki hukuki belirsizlik giderilmiştir. Genel kural olarak emekli maaşları haczedilemez; ancak Yargıtay, emeklinin kredi sözleşmesi sırasında açık, yazılı ve borçla sınırlı bir talimat vermesi halinde, bankaların emekli maaşından rızaen kesinti yapabileceğine hükmetmiştir. Bu karar, cebri icra yasağını kaldırmamakta; sadece sözleşme özgürlüğü kapsamında yapılan gönüllü kesintilere meşruiyet kazandırmaktadır. Emeklilerin kredi sözleşmelerini imzalamadan önce içeriklerini dikkatle incelemeleri, özellikle maaşlarından otomatik kesinti yapılmasına ilişkin hükümlere karşı bilinçli olmaları gerekmektedir. Karar, hem emekli maaşlarının hukuki korumasını sürdürmekte hem de tarafların özgür iradeleriyle kurdukları sözleşmelerin geçerliliğini tanımaktadır.

Emekli Maaşlarından Kesinti Tahsilat Bloke Mahsup Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı Yenilik Hukuki Tavsiye Avukat Hukuk Bürosu kredi borcu

Emekli Maaşlarından Kesinti veya Tahsilat yapılabilir mi?

Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin temel ilkelerinden biri, emekli maaşlarından kesinti veya tahsilat yapılamayacağı, bir başka deyişle bu gelirlerin hacze konu edilemeyeceğidir. Bu koruma, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Kanuna göre, emekli aylıkları, dul ve yetim aylıkları hiçbir şekilde haczedilemez, başkasına devredilemez veya teminat olarak gösterilemez. Bu düzenleme, emeklilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için kendilerine bağlanan gelirlerin güvence altına alınmasını amaçlar.

Ancak kanun, bu haczedilmezlik kuralına istisnalar da tanımaktadır. Özellikle nafaka borçları ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan prim borçları bu istisnalar arasındadır. Bu borçlar nedeniyle emekli maaşının bir kısmı, kanunda belirlenen oranlarda haczedilebilir.

Bunun dışında emeklilerin kendi rızalarıyla verdikleri genel muvafakatnamelerin de geçerli olmadığı, Yargıtay içtihatlarında ve uygulamada uzun süredir kabul gören bir ilkedir. Örneğin, kredi sözleşmesi sırasında “maaşımdan kesinti yapılmasına rıza gösteriyorum” şeklindeki genel ifadeler, çoğu zaman geçerli sayılmaz ve borçlu emeklinin sonradan rızasını geri çekmesi halinde bankalar bu kesintilere devam edemezdi.

Yargıtay’ın 2025 Tarihli Kararı: Ne Değişti?

17 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile birlikte, bu alandaki belirsizlik büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Karar, bankaların kredi sözleşmeleri kapsamında emekli maaşlarından kesinti yapabilmelerine ilişkin olarak çok net bir ayrım getirmiştir.

Yargıtay, artık emekli maaşlarının yatırıldığı hesaplardan kredi borcu tahsilatı yapılabilmesi için açık, yazılı ve borçla sınırlı bir rıza bulunmasını yeterli görmektedir. Bu durumda yapılan kesintilerin, cebri icra kapsamında değil, borçlunun iradesine dayalı bir tahsilat yöntemi olduğu kabul edilmiştir.

Bu karar, Anayasa’nın 48. maddesinde yer alan sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiş ve emeklinin kendi iradesiyle kurduğu sözleşme ilişkisine saygı duyulması gerektiği vurgulanmıştır.

Rızaen Mahsup: Hangi Şartlarla Geçerli?

Yargıtay, kararında emekli maaşından kesinti yapılabilmesi için şu üç şartın birlikte sağlanması gerektiğini belirtmiştir:

Açık ve Bilinçli Rıza:

Emekli, kredi borcunun maaşından tahsil edileceğini bilerek ve isteyerek rıza göstermelidir. Rızanın genel ifadelerle verilmiş olması değil, somut, bilinçli ve anlaşılır bir şekilde ortaya konulmuş olması gerekmektedir.

Yazılı Talimat:

Bu rıza, yazılı bir belge ile belgelendirilmelidir. Örneğin kredi sözleşmesinde “bu kredinin taksitlerinin emekli maaşımdan mahsup edilmesine onay veriyorum” şeklinde açık bir madde bulunmalı veya banka tarafından imzalatılan ayrı bir yazılı talimat olmalıdır.

Borçla Sınırlılık:

Rıza, yalnızca ilgili kredi borcu için geçerli olmalıdır. Başka borçlar için bu rıza ileri sürülemez. Bu da, emekli maaşının tamamının veya başka alacaklar için kullanılmasının önüne geçmek adına önemli bir sınırlamadır.

Bu şartların birlikte sağlanmaması durumunda yapılan kesintiler, emekli aleyhine hukuka aykırı işlem niteliği taşıyacaktır.

Cebri İcra vs. Rızaen Tahsilat: Hukuki Açıdan Ayrım

Yargıtay kararının merkezinde, emekli maaşlarının cebri icra yoluyla tahsil edilmesi ile kişinin kendi rızasına dayalı olarak yapılan kesintiler arasındaki ayrım yer almaktadır.

Cebri icra, mahkeme kararı veya icra takibi sonucu borçlunun malvarlığına devlet gücü ile el konulması sürecidir. Bu tür bir uygulamada, emekli maaşı yasal olarak haczedilemez. Önceden verilmiş muvafakatnameler dahi cebri icra yasağını ortadan kaldırmaz. Yani bir banka, icra takibi başlatarak emekli maaşına haciz koyamaz.

Buna karşılık, rızaen mahsup, emeklinin kendi özgür iradesiyle ve yazılı olarak onayladığı bir ödeme yöntemidir. Burada devlet müdahalesi söz konusu olmadığı için, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde bu işlem geçerli sayılır.

Bu ayrım sayesinde hem emekli haklarının anayasal koruması devam etmekte hem de tarafların özgür iradeleriyle kurdukları sözleşmelerin hukuki bağlayıcılığı sağlanmaktadır.

Emekliler İçin Öneriler: Hangi Belgeleri Kontrol Etmelisiniz?

Yargıtay’ın kararı, özellikle yeni kredi çekecek emekliler için ciddi bir uyarı niteliğindedir. Emeklilerin, kredi başvurusunda bulunduklarında aşağıdaki belgeleri dikkatle incelemeleri büyük önem arz etmektedir:

  • Kredi Sözleşmesi: Sözleşmede “emekli maaşından doğrudan tahsilat” yapılacağına dair açık bir hüküm olup olmadığına bakılmalıdır.
  • Virman/Mahsup Talimatları: Banka tarafından imzalatılan ek belgeler kontrol edilmeli, bu belgelerde yer alan rızanın kapsamı anlaşılmalıdır.
  • Maaş Hesabının Durumu: Emekli maaşının yattığı hesap üzerinde bloke yetkisi tanınıp tanınmadığı tespit edilmelidir.
  • Taahhüt ve Beyanlar: Kredi başvurusu sırasında verilen beyanlarda bu tür bir kesintiye onay verilmiş mi, rıza açık ve bilinçli mi, belgelenmiş mi?

Bu belgeler dikkatle incelenmeden imza atılmamalı; gerekirse bir avukattan hukuki destek alınmalıdır.

Değerlendirme ve Sonuç

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, uygulamada yaşanan farklılıkları ve belirsizlikleri gideren yerinde bir düzenleme niteliği taşımaktadır. Karar, bir yandan emekli maaşlarının “mutlak haczedilmezliği” ilkesini korurken diğer yandan bireylerin rızasıyla verdikleri açık talimatlara da saygı gösterilmesini sağlamaktadır.

Bu düzenleme, bankaların ve emeklilerin karşılıklı sorumluluklarını daha şeffaf bir şekilde düzenlemekte; potansiyel uyuşmazlıkların önüne geçmeyi hedeflemektedir.

Bıçak Hukuk Bürosu olarak bizler de, bu tür sözleşmesel düzenlemelerin denetlenmesi, emekli haklarının korunması ve bankacılık işlemleriyle ilgili hukuki uyuşmazlıklarda danışmanlık hizmeti sunmaktayız. Her türlü hukuki destek talebiniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Comments

No comments yet.

Yanıtla